Kurumsal Çokdillilik

Kurumsal Çokdillilik

Konuşuyoruz Ama Anlamıyor Olabiliriz

Birçok kurumda dijital dönüşüm projeleri yürütülüyor. Sürdürülebilirlik taahhütleri veriliyor. Risk komiteleri kuruluyor, strateji belgeleri hazırlanıyor, raporlar yayınlanıyor...


Ama tüm bu çabaya rağmen kurum içinde ve dışında kopukluk hissi devam ediyor.


Bu durumun sebebi aslında şu:


Kurum içindeki ekipler ve sistemler farklı “yönetim dillerinde” konuşuyor ve bu dillerin birbirlerine çevrilmediği yerde anlam kayboluyor. Kurum ilerlemeye çalışırken kendi içinde takılı kalıyor.


Her Yönetim Alanı Kendi Dilini Kullanır


  • Kalite yönetimi kendi terimlerine sahiptir: düzeltici faaliyet, uygunsuzluk, sürekli iyileştirme.
  • Risk yönetimi farklı kavramlarla çalışır: etki, olasılık, kontrol noktası.
  • Strateji tarafı hedefler, KPI'lar ve performans sistemleriyle düşünür.
  • İnsan kaynakları ise yetkinlikler, gelişim planları, bağlılık skorlarıyla konuşur.
  • Dijitalleşme ERP, süreç otomasyonu ve entegrasyon mimarileriyle ilerler.
  • Sürdürülebilirlik ESG kriterleri, paydaş beklentileri ve karbon ayak izi verileriyle tanımlanır.
  • Veri ekipleri BI, dashboard, veri kalitesi gibi farklı bir yapıdadır.


Sorun Nerede Yaşanıyor?

İçeride:

- Farklı departmanlar aynı kavramlara farklı anlamlar yükler.

- Sistemler birbirine bağlanamaz.

- Raporlar artar, ama ortak anlayış oluşmaz.

- Dijitalleşme ilerler, ama organizasyonel uyum sağlanamaz.

- Yöneticiler “konuştuk, anlattık” der, uygulamada kopukluk sürer.

Dışarıda:

- Müşteriler süreç şeffaflığı talep eder, içeride veri uyumsuzluğu vardır.

- Yatırımcılar ESG taahhütlerini sorgular, kurum stratejik bağ kuramaz.

- Regülatörler uyum bekler, süreçler yazılı ama işleyen değildir.

- Tedarikçiler entegre iş yapısı arar, sistemler birbirini tanımaz.


Böyle durumlarda kurum, teknik olarak birçok şeyi yapıyor gibi görünse de dışarıya bütünlüklü ve güvenilir bir yapı sunamaz. İçeride anlam üretilemediğinde, dışarıya karşı da tutarlılık kaybolur.


Bu durum, aslında 'yönetişim' denilen yapıdaki sorunları ifade ediyor. 'Yönetişim' tariflenmesi zor bir kavram olduğu için ben buna ''kurumsal çokdillilik'' adını veriyorum.


Kurumsal çokdillilik; kurumun farklı yönetim sistemlerini ve ekiplerini, tanımaya, birbirine bağlamaya, ortak anlayışa taşımaya imkan veren düşünme biçimini temsil ediyor.


Sadece sistem kurmayı değil, bu sistemleri birbirine çevirebilmeyi anlatıyor.


Eğer siz de zaman zaman şunları sorguluyorsanız:


- Aynı kavramları kullandığımız halde neden farklı şeyler anlıyoruz?

- Sistemleri kurduk ama neden ilerlemek hâlâ bu kadar zor?

- Raporlar hazırlanıyor ama neden karar almak hâlâ karmaşık?

- Farklı ekipler neden birbirini duymuyor gibi?

- Dış paydaşlara karşı neden yeterince net ve bütünlüklü görünemiyoruz?


...O zaman belki de artık kurumunuzda konuşulan dilleri ve bu dillerin birbiriyle ne kadar uyumlu olduğunu yani 'kurumsal çokdilliliği' yeniden düşünme zamanı gelmiştir.

Danışmanlık Projelerinde Gerçek Hayatın Öğrettikleri

Danışmanlık Projelerinde Gerçek Hayatın Öğrettikleri

Teknik Danışmanlık ve Yönetim Danışmanlığı

Yorumlar

--- henüz yorum yapılmamış

Yorum bırak