Yıllardır sahada gözlem yapıyorum.

Ve gördüğüm şey şu: Liderlerin masası hiç bu kadar karmaşık olmamıştı.

Çözülmesi gereken kararlar çoğaldı. Veri çok, bilgi çok… Ama bu fazlalık, kararları kolaylaştırmıyor, tam tersine daha zor hale getiriyor.

Sistemler çoğu zaman yetersiz kalıyor; hele bir de temelde zayıflık varsa işler daha da sağlıksız işliyor. 

Sonuçta lider duruyor.

Karar masada bekliyor.

Ve bekledikçe düğüm daha da karışıyor.

Bugün CEO koltuklarının tüm dünyada boşalmasının bir nedeni de bu. Çünkü liderler zorlanıyor.

Her şeyi bilmek mümkün değil. Ama liderlik hâlâ “her şeyi bilmek” varsayımı üzerine kurgulanmış durumda.

Oysa içinde bulunduğumuz dönem, bambaşka bir bakış gerektiriyor.

Belirsizliğin, karmaşıklığın ve muğlaklığın arttığı VUCA çağında, liderin rolü her şeyi bilmek değil; bağlamı doğru okumak ve eksik bilgiyle de ilerleyebilmek.

Bu noktada Cynefin modeli güçlü bir çerçeve sunuyor. Kararların her zaman aynı zeminde alınmadığını, farklı bağlamlarda farklı yaklaşım gerektiğini gösteriyor.

Liderin İç Sesi podcastinin 8. bölümünde bunları konuşuyoruz:

 Bilmeden liderlik mümkün mü?

Eksik bilgiyle karar almak neden bu kadar zor geliyor?

Ve yanlış bağlamda yanlış yaklaşım nasıl işleri tıkıyor?

Bilmediğinde De Liderlik Mümkün Mü? #S1.İçsel Netlik - Bölüm 8