Hiç iş hayatında herkesin her şeyin yolunda olduğunu söylediği, ancak sizin bir şeylerin eksik olduğunu hissettiğiniz oldu mu? Başarılar kutlanıyor, hedefler tutturulmuş gibi görünüyor; fakat içinizde bir yerlerde bu tablonun gerçeği tam olarak yansıtmadığını biliyorsunuz. İşte bu, birçok kurumun içine sıkıştığı pembe tablonun ta kendisi.

Başlangıçta bazı çalışanlar, bu tablonun dışında kalarak gerçekleri dile getirmeye çalışır. Ancak zamanla sesleri duyulmadıkça onlar da bu tablonun içinde kendilerine birer karakter seçer. Kimisi her şeyin yolunda olduğunu söyleyen bir iyimser, kimisi sorunları görmezden gelen bir seyirci rolüne bürünür. Böylece, gerçekleri savunan sesler azalır ve yerlerini, herkesin birbirini onayladığı bir sessizlik alır. Bu, sadece bireysel performansları değil, tüm organizasyonun sağlığını etkileyen bir döngüdür.

Görünmeyen Riskler ve Kaybolan Gerçekler

Bir yönetim danışmanı olarak gözlemlerim, bu pembe tabloların özellikle değişim dönemlerinde daha büyük sorunlar yarattığını gösteriyor. Kurumlar, hızlı değişen piyasa koşullarına, dijital dönüşüme ve artan rekabete uyum sağlamak zorunda. Bu süreçte, doğru kararlar alabilmek için hem başarıların hem de zorlukların açıkça dile getirilmesi gerekir. Ancak, pembe tabloların hâkim olduğu bir kültürde, potansiyel riskler göz ardı edilir. Bu da uzun vadede stratejik hatalara ve fırsatların kaçırılmasına yol açar.

Değişim dönemlerinde karşılaşılan en büyük risklerden biri, kurumsal gerçekliğin kaybolmasıdır. Çalışanlar, belirsizlik ve baskı altında olduklarında, eleştiri veya olumsuz geribildirim vermekten kaçınır. Bunun yerine, mevcut durumu en iyi şekilde sunarak kendilerini koruma eğiliminde olurlar. Bu durum, hem liderlerin hem de çalışanların sahte bir başarı algısına kapılmasına neden olur. Sonuç olarak, kısa vadeli başarılarla yetinirken, uzun vadeli sürdürülebilirlik tehlikeye girer.

Peki, bu pembe tablonun dışına çıkmak ve gerçeklerle yüzleşmek mümkün mü?

• Şeffaflık Kültürünü Benimsemek: Başarı kadar başarısızlık da paylaşılmalıdır. Yönetim, zorlukları açıkça dile getirerek çalışanların da aynı cesareti göstermelerini teşvik etmelidir.

• Sorumluluk ve Hesap Verebilirlik: Çalışanların hatalardan korkmak yerine, onları öğrenme fırsatı olarak görmeleri sağlanmalıdır.

• Açık İletişim Kanalları Kurmak: Çalışanlar, fikirlerini ve endişelerini özgürce ifade edebilmelidir.

• Gerçek Başarıyı Tanımlamak: Başarı sadece sonuçlarla değil, bu sonuca ulaşırken gösterilen çaba, yaratıcılık ve dayanıklılıkla ölçülmelidir.

Gerçekler Güçlendirir, Maskeler Zayıflatır

İş dünyasında sürdürülebilir başarı, yalnızca parlak sonuçların değil, aynı zamanda gerçeklerin cesaretle dile getirildiği bir kültürle mümkündür.

Pembe tablolar kısa vadede rahatlatıcı olabilir; ancak uzun vadede, ancak gerçeklerle yüzleşenler ayakta kalır.