Dijital teknolojilerin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan uyum sorunları, insan kaynağının verimini azaltıyor. Kurumların bu konuda buldukları çözüm; madem verimli değil o zaman insan kaynağına olan yatırımı azaltalım yönünde.

Ekonomik koşulların zorlaşması da bu tabloyu besliyor. Ekonomik zorluk döneminde, ilk kesinti yapılacak alan da yine insan kaynağı oluyor. Hali hazırda, min yatırım maliyetinin yükselmesi de burada önemli bir faktör.

Diğer taraftan, yeni kuşak insan kaynağı bu durumun şimdiye kadar hiç olmadığı kadar farķında. Ekonomik ortama rağmen, söz konusu tabloya boyun eğmek istemiyor.

Başkaca dinamikler de olmakla birlikte, bu üç başlığın bu kadar büyük bir zorlukla bir araya gelmesi, daha önce tecrübe edilmemiş bir deneyim demek.

Lütfen dikkat!! Kurumlar için, çok ama çok büyük bir özenle yaklaşılması gereken bir deneyimden söz ediyoruz.

Yıllardır, küresel araştırmalarda insan kaynağı stratejilerinin önemi vurgulanıyor. Geldiğimiz noktada, bu önemin seviyesinin artık herkes tarafından görülebilmesi gerekiyor.

İnsan kaynağını, stratejik olarak ele alamayan, "personel"i tüm yönleri ile "insan" olarak ele alamayan kurumlar, uzak olmayan bir zamanda büyük kayıplar yaşayacaklar.

Kurumlarda hala görev tanımları, iş süreçleri, prosedürler bile yokken, şimdi çok büyük bir eşik aşılması gerekiyor.

Tüm kurumlara, insan kaynakları sistemlerini gözden geçirmelerini önemle tavsiye ediyorum. Bu gözden geçirme, İnsan Kaynakları Fonksiyonunda güçlü bir iç kontrol ve risk yönetimi sistemi kurmak yönünde olmalı.

Sistem yoksa günlük çözümlerle, yangın söndürmek vardır. Sistem yoksa, yangının büyüklüğü de yanan alanının büyüklüğü de giderek artacak.

Can sıkıcı da olsa gerçeklerden kaçamayız. En güzeli, bir an önce görmek, kabul etmek ve eyleme geçmek.